Bu haftanın “ Geçmişle Sohbet” köşesi konuğu, Eskil’in Celil Köyü’nden Memiş Korkmaz hoca oldu. Şimdi sizleri bu hoş sohbetle berabere bırakıyoruz.
Öncelikle hocam kendini bizi takip edenlere tanıtabilir misin?
Ben Eskil’in Celil Yaylası’nda doğdum, büyüdüm. 1947 yılında doğdum, yaşım 73. Hafızlığı 11 yaşında, burada bitirdim. En son hafızlığı pişirme hocamda Topal Memiş hocaydı. Çok dövdü beni ama helal hoş olsun. Biraz daha dövse beni akıllanır mıydım bilmiyorum ama onun dövmesiyle aklımı kaçırmış gibi geliyor bana.
Netice de Memiş Hoca bende hafızlığı pişirtti. Her gün desem yeri var, o dinler bende ezbere yenilerdim. 1958 – 59’da hafızlığı bitirdim. Ondan sonra 1967’de Celil’deki bu caminin kadrosunu aldım. Yine de köyüme çok teşekkür ederim, korudular beni. Yaramaz çocuk olmaya yaramaz çocuktum. İyisiyle, kötüsüyle 27 seneyi burada tamamladım. Emekli oldum 1993 yılında, ondan sonra 1994’te siyasete girdim.
1994’te ben vilayet encümeni oldum Anavatan Partisi’nden. Şerafettin Meral dönemiydi fakat biz ANAP’tan vilayet encümeni olduk o da Doğru Yol’dan kazandı.
Okumanın faydasını nerede gördün dersen, en azından valilerin sevgilisi oldum. O günlerde açılış ve kapanışları ben yapardım. Sürekli hitabet yaptığımız için, valiler bize programlarda açılış ve kapanışları yaptırırdı.
Biz okuldayken eski usulde öğrendik Arapça’yı. O zamanlar yaramaz işler müdürlüğüne bakardım. Ha ders yüzünden dövseler bir seferde ama yaramaz işler müdürlüğü bizden sorumlu olduğu için ayağımızın altının kemiğini kırdılar. Ama keşke biraz daha dövselerdi. Hafızlığı onların sayesinde çok genç yaşta bitirdim. Halen su girmesin diye haftada bir sefer Kuran’ı hatim indiririm.
Eskiden iyiydi. Vilayet Encümeni olunca, hiç milletvekilleri benden korkmadı. Siyasete girdikten sonra üzerime düşeni hiç eksik etmedim. Hizmet ettim, Eskil en iyi hizmetleri benim dönemimde aldı. “Ne için böyle yapıyorsun?” diye sordular, “Şu adam gibi vilayet encümenliği yapmak lazım” desinler diye dedim. Neticede öyle oldu. Malımı yedim, olsun. Çocuklar arkadan değerlendirmesini yaptılar.
Okullar alınacaksa aldım. Köylere hizmet götürme birliğinden ne alınacaksa altında kalmadım. Hiçbir valimde, kırmadı beni. En son Hüseyin Avni Coş’la çalıştım, hala diyaloglarımız çok sağlam.
10 yıl vilayet encümenliği yaptım. Fakir fukaraya 2 milyon para gelirmiş o zaman, ben ilk encümen olduğumda. Ben bunu 16 milyona çıkardım. Yalınız bir gün bana bir kızan oldu. Günlükçü lazım oldu, bizim buraya. Eskil’e vardık.
Ben aradım, aradım adam bulamadım. Birisi bana kızdı orada, “iyi oldu lan hocaya bu. Adam bulsaydı, anlamayacaktı. Çoğu karı koca boşanmışlar, para alıyorlarmış.”
Buna benzer şeyler için kızdılar ama Eskil’in içinde hiçbir yanlışımız olmadı bizim.
Eskil’in kahvesini bilmeyiz. Hatta siyasete girdiğimde birkaç arkadaş buldum, “Yahu şu kahvelere biz giremiyoruz, yardım ol” dedik.
Ben halk adamıyım, gönül adamıyım. Daha ben hiçbir cenazeden kalmam, düğünden kalmam. Ben Eskil’in gönül insanıyım.
Öğle zannediyorum ki, imamlığımda belki hatalarım olmuştur. Dört dörtlük, değiliz. Ha bir hafız dört dörtlük olmalı. Görevde bazı noksanlıklar yapmışızdır. Köyüme ne kadar teşekkür etsem az, hiçbir sıkıntı çekmedim. Yeğenim bu Eskil’in bol çalışmaya ihtiyacı var.
Ben vilayetteki her bölüştürme de hakkımı almadan geri dönmedim. Okullara yapılacakta bizlere düşen payın hepsini aldım. Ortaköy’ün vilayet encümenleri çok alışkanlardı hizmeti almaya, zaman geldi onların elinden hizmetleri aldım.
Mesela Rahmetlik Hamov dağıyla beraber kazandık. O CHP’den kazandı bende ANAP’tan kazandım. Düğüne gittik beraber, Mulla evleniyordu. Bölge Okulundayız. 1994 yılında, orada düğün yapıyoruz Hamov Dayıya ben dedim ki, “Yanlış yapma, söz namus bak sen, bir tane bizden daimi encümen olması gerekirken, ben öbür sefer olacağım dedin. Bu yanlış dedim. Eskil ufak bir yer değil, yeni bir ilçeyiz hem de; her türlü ihtiyacımız var.”
“Ben tayinlerle uğraşacağım” dedi. “O zaman tayinlerle uğraşırken, sen hep kendi adamlarını seçeceksin, bunu karıştırma” dedim. “Ulan 20 tane cebimde, öğretmen, memur tayini var” dedi. “Bak bunu senden sorarlar” dedim.
“Gezmeye gidiyorum, Adana’ya” dedi. Adana’da işlerini halledip, Eskil’e girerken kaza yaptı öldü. Cebinden de o 20 kişilik isim listesi çıktı.
Daha sonra ben daimi encümen oldum. Bu şekilde hayatı idame ettirdim. Benim 7 çift, bir tek çocuğum var. 7 kız, 8’de oğlum var. En büyük oğlumu kaybettim, takdiri ilahi yapacak bir şey yok. Kızları evlendirdik, oğlanların hepsinin bir işi gücü var.
BU UZUN SOHBETİN TAMAMINI METNE DÖKEMEDİK, HEPSİNİ YOUTUBE’DEN TUZ GÖLÜ TC KANALINDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ..
Yorum yazarak Tuz Gölü Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tuz Gölü Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tuz Gölü Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tuz Gölü Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Tuz Gölü Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tuz Gölü Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tuz Gölü Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tuz Gölü Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.